Bir elmasın erime noktası ve kaynama noktası nedir? Doğal ortamda erimiş halde bir mineral var mı? Bu soruların cevabını arayın ve diğer sorular gönderimde ele alınacaktır.
2010 yılında, fizik laboratuvarının deneyleri sırasındaCalifornia Üniversitesi, Berkeley, elmas üzerindeki sıcaklık etkisinin seviyesini belirledi ve bu da erimesine yol açtı. Bilim adamları, ısıtma seviyesinden bağımsız olarak, malzemeyi normal koşullar altında sıvı bir forma dönüştürmenin imkansız olduğunu bulmuşlardır. Bu hedefe sadece elması sadece sıcaklığa değil, aynı zamanda en yüksek basınca maruz bırakarak da ulaşılabilir. Basıncın arttırılması gerekir, böylece mineral grafite dönüşmez. Böylece, elmasın sıvı forma geçişi son derece zor bir işlemdir.
Erime noktasının ayarlanmasıelmas, bilim adamları kütlesi 1/10 karat olan küçük bir doğal mineral kullanarak deneyler yaptılar. Malzeme yüzeylerinin kaynaması, kısa süreli lazer darbeleri nedeniyle oluşan bir şok dalgasının etkisi altında meydana geldi.
Hangi metriğin eşit olduğunu ayarlamaelmasın erime sıcaklığı (derece olarak), araştırmacılar sadece deniz seviyesindeki normal atmosfer basıncından 40 milyon kat daha yüksek bir basınç yaratmayı başardılar. Basıncın 11 milyon atmosfere azalmasıyla, kaynayan mineralin yüzeyinde batmayan, sudaki buz gibi süzülen katı parçacıklar oluşmaya başladı.
Bu mineraller oldukça nadirdir. Bununla birlikte, bugün dünyanın hemen hemen tüm kıtalarında sanayi yatakları geliştirilmektedir. Tek istisna Antarktika'dır.
19. yüzyılın ortalarına kadar nehir sedimentlerinde minerallerin oluştuğuna inanılıyordu. Daha sonra, ilk elmas yapraklı oyuklar birkaç yüz metre derinlikte kayalık dağ toprağında keşfedildi.
Bilim adamlarına göre, bazı elmasların yaşı100 milyon ila 2,5 milyar yıl arasında değişmektedir. Araştırmacılar doğaüstü kökenli daha “daha eski” mineraller elde etmeyi başardılar. İkincisi, güneş sisteminin oluşumundan önce bile uzayda oluşan meteoritlerle birlikte gezegene getirilir.
Birçok bilim adamına göre, yukarıdakigezegenler sıvı, kaynar formda bütün elmas okyanuslarına sahiptir. Böyle bir hipotez, bu gök cisimlerinin manyetik alanının neden bu kadar garip davrandığını açıklar. Sonuçta, Neptün ve Uranüs, güneş sistemindeki coğrafi kutupların net bir konuma sahip olmadığı ve tam anlamıyla uzayda aralıklı olduğu tek gezegenlerdir. İlginç bir hipotezi doğrulamak için, sadece Dünya'daki benzer koşulları deneysel olarak simüle etmek kalır. Bununla birlikte, şu anda böyle bir çözüm son derece pahalı ve zaman alıcı kalmaktadır. Bu nedenle, yakındaki okyanusların erimiş halde bütün elmas okyanuslarına sahip olup olmadığından emin olmak henüz mümkün değildir.