/ / Merkezileşme ve ademi merkeziyetçilik

Merkezileşme ve ademi merkeziyetçilik

Merkezileşme ve ademi merkeziyetçilikiki hükümet sistemidir. İlk konsept çerçevesinde, devlet otoritesinin kamusal yaşamın genel düzenlemesinde yer alması öngörülmektedir. Aynı zamanda, bölgesel otoritelerin faaliyetlerine rehberlik etmeyi ve bunun doğrudan etkilerini bölgesel yaşamın bir çok yönüne ya da bütününe maruz bırakmaya çalışmaktadır. Yönetimin ademi merkeziyetçiliği yerel ve eyalet makamları arasındaki ayrımı sağlar. Bu kavram bir şekilde “özyönetim” terimiyle ilgilidir, ancak aynı değildir. Yerelleşme, bölgelerin tam bir özerkliğini, federal bir sistemi sağladığı gerçeğinden hareketle daha geniş bir kavramdır. Aynı zamanda, özyönetim, tek bir yasama yetkisine zorunlu bağımlılık anlamına gelir. Aynı zamanda, böyle bir olguya devletin yalnızca bir bölümünde, bir veya daha fazla bölgesi için izin verilir.

Başlangıçta merkezileşme ve ademi merkeziyetçilikBölgenin farklı bir gelişimi ve dağıtımı vardı. Yetersiz sayıda iletişim hattı ile, devlet iktidarındaki istikrarlı bir artış, ülkenin yaşamının tüm yönleri üzerindeki etkisinin müteakip dağılımı imkânsızdı. Aynı zamanda, iktidar çevrelerini temsil eden nüfusun belirli bir kısmı ona doğru ilerliyor. Tek bir düzenleyici sistemin kurulmasında, hükümet kitleleri sömürmek için politik ve ekonomik bir araç gördü.

Merkezileşme ve desantralizasyon izole edildieski tiranlık devletlerde. Böylelikle hükümet, eyaletleri ayırarak, onlardan asker ve para talep eden satrap (hükümdarlar) görevlendirdi. Aynı zamanda yetkililer faaliyetlerini kontrol edemediler. Yöneticiler, kendi bölgelerinde neredeyse tam bir özerkliğe sahipti.

Roma İmparatorluğunda merkezileşme ve yerelleşmebiraz dengeliydi. Otokratik rejime ve illerin yalnızca tek bir devlet iktidarını sürdürmek için kurulduğuna rağmen, şehir şehirlerde ve illerde özyönetimi tanıdı.

Avrupa’da Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonraBizans hariç, devlet sistemi merkezileşmeyi sağlamadı. Bu, o zamanın birçok eyaletinde tipikti. Feodal sistem aynı zamanda merkezi bir sistemin oluşumu için şartlara sahip olmadığı zaman. Aynı zamanda, gelişen kraliyet gücü bunun için çabaladı. Örneğin, Fransa’da en büyük başarıya imza attı. Daha sonra, Fransız monarşisinin ilkeleri cumhuriyetin örgütlenmesi için temel oluşturdu. Fakat Fransa’daki Cumhuriyetçi devlet sisteminde, egemenlik ilkesi de kullanılıyor. Ancak, yönetim otoritesi, tek bir devlet otoritesinin kontrolü altındadır. Aynı zamanda özyönetim oldukça zayıf bir şekilde gelişmiştir.

Tutarlı merkezileşmesadece 19. yüzyılda mümkün. Bu dönemde, elverişli koşullar oluştu, özellikle, iletişim araçları ortaya çıktı ve iyi gelişti, telgraf ve posta düzgün bir şekilde çalıştı.

Kesin olarak belirtilmelidirdurum yapıları, özellikleri nedeniyle normal olarak yalnızca merkezi kontrol koşullarında var olabilir. Bu tür yapılar arasında ordu, uluslararası ticaret, filo ve diğerleri sayılabilir. İletişim olanakları (telgraf, posta), iletişim araçları (demiryolları), yeterliliği küçük bir alana yayılan yetkililere zarar vermeden devredilemez. Bu alanların varlığı ve gelişimi, bir prensip, bir güç tarafından yönetilen finansman gerektirir.

sevdim:
0
Popüler Gönderiler
Manevi gelişim
gıda
y