Birinci sınıf öğrencilerini yenisine uyarlama sorunuöğrenme ortamı özellikle önemlidir. Çalışmalarına çocuk psikologlarına, öğretmenlere, doktorlara ve bilim insanlarına çok dikkat edildi. Konuyu kapsamlı bir şekilde inceleyen uzmanlar, birinci sınıf öğrencisinin topluma adaptasyon başarısını etkileyen faktörlerden birinin anaokulu ve okul çalışmalarındaki süreklilik olduğu sonucuna varmıştır.
Sorunu çözmeden önce,Anaokulunun ve okulun sürekliliğini sağlamak, her iki eğitim kurumunun idarelerinin de, sürecin kendisinin uygulanacağı bir işbirliği anlaşması imzalamaları gerekir. Eğitim kurumlarının işleyişinin özellikleri arasındaki fark göz önüne alındığında, bir eğitim sisteminden diğerine geçiş için elverişli koşullar yaratmak için ortak bir proje geliştirmeye değer. Anaokulunun okula devam etmesini sağlayan ilk büyük çaplı ortak etkinlik, çocukların farklı eğitim koşullarına adaptasyonunu izlemelidir. İzleme araştırmaları, çocuğun okul öncesi bir kurumda kaldığı süre boyunca başlar ve bir okul toplumunda devam eder. İzleme çalışmalarının birincil verileri dikkate alınarak her iki kurumun uzmanları tarafından bir dizi ortak faaliyet planlanmaktadır.
Karşılaşılan ilk ve en önemli zorluköğretim kadrosu, bir çocuğun anaokulundan bir okul eğitim kurumuna geçirilmesi sürecinde uygun koşullar yaratmaktır. Son zamanlarda, çocuğun eğitim sürecine entelektüel hazırlığının yapısal bileşenleri hakkında bir çok anlaşmazlık vardı, bu yüzden oldukça acil bir görev, altı yaşındaki çocukların eğitimine hazırlıklarını geliştirmek için birlikte çalışmaktır. Aynı zamanda, çocuklarda okul yaşamına ilgi oluşumuna özel önem verilmektedir. Bir kurumdan diğerine geçiş sırasında ebeveynlerin çocuğa eşlik etmedeki rollerini anlamalarına yardımcı olmak, hem okul personeli hem de anaokulu öğretmenleri için öncü bir görevdir.
Metodolojik çalışma planlandığından vedoğrudan öğretim kadrosuyla gerçekleştirilen analitik ve uygulamalı etkinlikler, ortak pedagojik okumalar, tematik pedagojik salonlar aracılığıyla yürütülmektedir. Konular önceden planlanırken, gösterge niteliğindeki talimatlar şöyle olacaktır: "Anaokulunun ve okulun sürekliliği: zorluklar ve beklentiler", "Eğitimin ilk haftalarında birinci sınıf öğrencilerinin temel sorunları." Öğretmenler ve sınıflar tarafından karşılıklı ziyaretlerin planlanması ve yapılması tavsiye edilir. Bu, öğretmenlere çocukların karşılaştığı zorluklara dikkat etme ve önceden belirlenmiş sorunları dikkate alarak gelecekteki eğitim faaliyetlerini planlama fırsatı verecektir.
İlkokul öğretmeniÖğretmenin yakın bir kişi ve ilk asistan olduğu gerçeğine alışkın olan bir çocuk için anlaşılmaz bir mesafede olduğu anlaşılmaktadır. Çocuğun öğretmen algısını doğru ve zamanında yeniden oluşturmak, aile üyelerinin ve eğitim kurumlarının çalışanlarının ortak bir görevidir. Bu yön, veli toplantıları, gelecekteki öğretmenlerle veli toplantıları ve ebeveynler için kulüpler yapılarak gerçekleştirilmektedir. Planlanan tüm faaliyetlerin profesyonelce yürütülmesi şartıyla, anaokulunun ve ailenin sürekliliği, okul çocukları ve okul öğretmenlerinin çocukları tarafından yeterli bir algılama sisteminin oluşturulmasına maksimum katkıda bulunur.
Çocukları okulun özelliklerini tanımakokul öğretmenleri için yaşam ve tanıtım dersleri vermek, okula girmeden önce bir süre gelecekteki birinci sınıf öğrencileri için oryantasyon dersleri vermiştir. Deneyimin gösterdiği gibi, bu tür sınıflardan çocukların katılımı, çocuğun ruhunda uyarlanabilir süreçlerin oluşumu üzerinde yararlı bir etkiye sahiptir. Sistemdeki adaptasyon derslerine katılan çocuklar, oyun aktivitesinin eğitimsel değişimini daha kolay algılıyor, yeni takımda daha hızlı adapte oluyorlar. Aynı zamanda, öğrencinin yeni sosyal rolü ile iyi başa çıkmakta ve yeni öğretmeni olumlu algılamaktadırlar. Bu durumda anaokulunun ve okulun sürekliliği, öğrenciler tarafından öğretmenle birlikte okul sınıflarının ortak katılımı nedeniyle gerçekleşir.
Çocuğun uygun adaptasyon sürecineokul hayatı ilk etapta fiziksel sağlığının durumunu söylüyor. Tıp uzmanları, çocuğun birinci sınıfa girmesinden sonraki ilk dönemde sağlık bozukluklarının büyümesine ve hastalıkların ortaya çıkmasına dikkat eder. Bu, özellikle çocuğun daha önce hastalığın belirtilerini göstermediği durumlarda, bu tür bozuklukların psikosomatik temelini varsaymak için neden verir. Pedagojik ekiplerin anaokulu ve okulun sürekliliğini kapsamlı bir şekilde organize ettiği eğitim kurumlarında psikologlar birinci sınıflar arasındaki minimum psikosomatik sağlık sorunlarının sayısını not etmişlerdir. Bu nedenle, eğitim kurumlarının çalışmalarında sürekliliği sağlamak için anaokulu ve okul arasında işbirliğinin düzenlenmesi, sadece eğitim sürecinin kalitesini iyileştirmekle kalmayıp, aynı zamanda öğrencilerin fiziksel sağlığını da korumaya yardımcı olmaktadır.